Haziran 30, 2012

Mono Fest

Selaam!
Birkaç haftadır tatildeyim, yazamıyorum. İşi gücü herkesi her şeyi bıraktım kaçtım, darısı başınıza diyebileceğim kadar huzurluyum. Aman dilinizi ısırın poponuzu falan kaşıyın (:
Ama haftalar sonra ilk kez aklım İstanbul'da çünkü Mono fest var çünkü Gogol Bordello var, Oh Land var.. Bu sezon kaçırdığıma en çok üzüldüğüm etkinliklerden Mono fest.
Orada olan ve çok kıskandığım arkadaşlarıma bol eğlence diliyorum, gidemeyenler için de üzülmeyin konser burada diyorum :)

OH LAND - WOLF&I



OH LAND - RAINBOW



GOGOL BORDELLO - START WEARING PURPLE



Read More

Haziran 15, 2012

Sensation Türkiye

Haftalar önce Sensation listesine Türkiye'nin de eklendiğini duyunca attığım sevinç çığlıklarını duymalıydınız (:

Gönül isterdi kii Amsterdam'da Düsseldorf'ta gidelim ama ilerde olur belki, açılışı bir Türkiye'de yapalım da.

Şimdi videoları izliyoruz, resimleri görüyoruz, gidenlerden dinliyoruz çoştukça coşuyoruz ama her işin olduğu gibi bunun da ayrıntıları ve 'Türkiye' gibi bir gerçeği var. Yanlış anlaşılmasın ben bu ülkeden başka bir yerde konsere partiye gitmedim yani hem laf ediyor hem de bir şeyden geri kalmıyor demeyin ama objektif olmak lazım şimdi burada 5 gr magic mushroom için pek çok kişi sağ kolunu verebilecekken adamlar Hollanda'da 'ıyy bir gün de yemeyelim yeaa' modundalar. Bunun yarattığı kültür şoku/farkı bu partide fazlasıyla ortaya çıkacak,tahminimce. Bu sebepten biraz temkinli gidip, ortama göre temkinli devam etmek ya da dağıtma yoluna gitmek lazım bence.

Şahsi fikirlerimden sonra genel parti bilgilerine gelelim; partinin ana organizatörü id&t adlı şirket, edindiğim bilgilere göre yapılan her parti eksiksiz, kusursuz olmuş sayelerinde. Tabi ki ufak tefek aksilikler duydum ama insanların keyfini kaçıran şeyler olmamış. Yani 10.000-50.000 kişi arası katılımı olan bir partide kapıda en fazla 20 dk beklemek daha önce tanık olduğumuz bir şey değil mesela. Güvenlik, barmenler vs. inanılmaz kibar, sizi ikiletmeyen bir ekip varmış bu zamana kadar.

Türkiye'deki parti 13 Ekim'de Ataköy Atletizm Arena'da. Bilet satışları 11'inde Sensation fan klübü üyelerine başladı, genel satış 18 Haziran'da Biletix'te. Beyaz giymek herkes için zorunlu. Boxer giyin, bornoz giyin yeter ki beyaz olsun. Ama ayakkabılarda ve aksesuarlarda öyle bir zorunluluk yok, beyaz ayakkabı hiç sevmem zaten iyi olmuş (: İçkiler yurtdışındaki partilerde çok ucuz bizdeki piyasa fiyatının çok altında ama burada durum ne olur bilmiyorum. Her ihtimale karşı içip giderim ben zaten alkol eşiğim fazlasıyla düşük :)

Biletler iki kategori: standart ve deluxe. Deluxe farkı, ayrı giriş ve localar var. Ayrıca vestiyer hizmetide varmış, standart bilet sahipleri montlarını çantalarını nereye koyacaklar büyük bir soru işareti bu bende. Bir de sınırsız alkol gibi bir şey duydum ama emin değilim. Yine de bence olayın merkezinde, sahnenin ortasında olmak daha iyi o yüzden standart bilet tercihim. Fiyatlarsa ucuz bence. Deluxe bilet tamam sağlam fiyat vermişler (430 tl) ama standart bilet 205 liradan fazla olabilirdi ki her ipini koparan gelmesin. Gerçi içerde sorun çıkmaması, herhangi bir taşkınlık olmaması ekibin asıl görevlerinden biri mutlaka önlemler,engeller vardır. Para tabi ki tavırlarda kalite göstergesi değil, milyarlık adamlar da saçmalayabilir ama neyse partide göreceğiz artık ne, nedir.

Kadınlara tavsiyem, kafayı yiyip topuklulara, minicik rahatsız elbiselere saldırmayın. En az 6 saat aralıksız dans edeceksiniz keyfini çıkarmak için rahat olmanız lazım. Zaten herkes bembeyaz olacak kimse kimseden ayırt edilmeyecek, düğüne gider gibi triplere girmeye gerek yok.

Erkeklerin durumu zaten zor beyaz pantolon tişört gömlek bulması da taşıması da dert yani. Tek söyleyebileceğim olabildiğince rahat giyinin tabi ki paçoz olmayın.

Buraya tıklayarak Türkiye'deki Sensation işlerini yürüten şirketin sitesine bağlanabilir, daha fazla bilgi alabilir, mekana nasıl gideceğinizi öğrenebilirsiniz.

Bildiğiniz, duyduğunuz her şeyi bana yazın partiyle ilgili. Ülkecek yeni bir şey tecrübe edeceğiz, birbirimize destek olmalıyız (: 

Şimdi resimlere bakıp kafayı yiyebilirsiniz :)









Read More

Haziran 14, 2012

Stili Sevilesi Kadınlar - Freja Beha Erichsen

Tam bir erkek çocuğu Freja! Kate Moss'un devamı gibi hatta belki daha masküleni.
Danimarkalı model Freja, erkeksi halleri, dövmeleri, duruşuyla beni kendine hayran bırakmıştır her zaman. New York, Paris, Milan vs. yapılan her moda etkinliğinde, podyumunda yürümediği marka, kapak kızı olmadığı dergi yok. Kendisi Karl Lagerfeld'in ilham meleklerinden. Sırf bunu yazsa özgeçmişine hayat boyu aç kalmaz (:


Şimdi bana açıklayın bir insan bu kadar makyajsız, bu kadar günlük halde nasıl hala dikkat çekici olabilir?










 Farkettiğiniz üzere sadece kot pantolon ve tişört giyiyor. Bu şekilde bile kendine defalarca baktırabiliyor olmasının tek sebebi stil sahibi olması. Üzerinde moda olan hiçbir parça olmasına gerek yok, Coco Chanel zamanında 'moda geçer, stil kalır' derken ne demek istemiş, birebir örneği Freja :)
Türkçe net bir karşılık bulamıyorum, havalı kelimesi yetmeyecek gibi, tam anlamıyla cool bir hatun kendisi, saçlarını çoğumuzun paçoz diyeceği şekilde topuz yapıp, siyah tişörtünü giyip Valentino defilesine gidebilecek kadar hem de. Ve kötü görünüyor mu? Kesinlikle hayır!
Tarz olarak Freja'yı kendime yakın buluyorum, ben de özel bir gün bile olsa dar paça kot, beyaz bir tişört ve gerekiyorsa bolca takıyla çıkmayı çok severim. Rahatlığım her zaman şıklığımdan önce gelir. Deri ceketlere olan düşkünlüğüm onun kadar değil sadece (: Ama işte hiçbir zaman bu kadar asi ve çekici göründün mü diye sorarsanız, hayır :) Porselen gibi suratından mıdır muhteşem kesimli saçlarından mıdır anlamadım bir türlü, anlayamıyorum :)



Tam bir erkek çocuğu demiş miydim? :)



Arada nötr renkleri bırakıp renkli şeyler de giyiyor ve kahretsin öyle de harika!



 Tüm dövmelerine ayrı ayrı sempati beslesem de kolundaki 'redemption' yazısı hem anlamı hem de yazılış stiliyle bir numaram! Bir de göğüsleri küçük olduğu için isyan edenler varsa aranızda, bu düşüncelerinden vazgeçmişlerdir umarım :)



İlk resim mitoloji temalı 2011 Pirelli takvimi için verdiği Apollo pozu.Makinanın başında deklanşöre basansa Karl Lagerfeld.. İkinci resimde de kendisiyle zaten. Hangisini kıskanayım bilemedim :)

Bunlar da kapak kızı olduğu dergilerden bazıları;






Read More

Haziran 12, 2012

Cagla Caglar Photography

Uzuuun zaman önce bir fotoğrafçıdan bahsedeceğimden bahsetmiştim (: Artık zamanı geldiiiii çook sevgili arkadaşım bebeğim Çağla Çağlar'ı sizlere takdim ediyorum..
Yıllar öncesinde bu işe başladı, uzun süre sadece içindeki doğal yetenekle devam etti şimdi eğitimini alıyor ve çok daha büyük başarıları olacağına eminim. Ben onunla çekim yaparken inanılmaz keyif alıyorum, bana 'su bardağı' pozu ver dese yaparım yani öyle kaptırıyoruz kendimizi :)
Sadece fotoğraf değil, mini klipler, filmler de çekiyor. Benimle ve arkadaşımız Gökhanla çektiği bir Survivor videosu vardır ki tabi ki Gökhan'ın da yeteneği sağolsun orjinaliyle kapışır (:
Siz de özel zamanlarınızda ya da sadece canınız istedi diye onunla çalışmak veya çalışmalarının devamını görmek isterseniz,

web sitesi için buraya

ya da

facebook sayfası için buraya tıklayabilirsiniz.




















Bunlar da benim olduklarımdan :)










Çağla bebeğimle :)



Read More

Bebek Senligi

Gecikmeli olarak gittiğim şenliği gecikmeli olarak yazıyorum. Bebek şenliğine daha önceki yıllarda katılmamıştım, bu ilk gidişim oldu. Bir daha gider misin diye sorarsanız net bir cevap veremem. Yani pazar gibi, müzikli vs. çok keyifli, standlar rengarenk ama alışverişe geldiğinde konu insan bir duruyor. Yani dümdüz penye tişörtleri sıra sıra asıp üstüne 'tek fiyat- 80 tl' yazma cesaretini gösteren standlar vardı, ipek değil, organik pamuk değil sadece Bebek'te rağbet gören bir organizasyon olduğu için. Sadece alışverişte değil, yeme içme olayında da aynı sömürü vardı.
Tabi ki çok başarılı, istediğini hakeden standlar da vardı yani öyle toptan karalama yapmak istemem. Beğendiklerimi yazdım zaten. Çok kalabalık ve sıkış sıkıştı fazla resim çekemedim.




Berrin Akyüz'ün ürünlerini çok sevdim. Bileklikler, ayakkabılar çok sevimliydi. Tasarımları yapan Mustafa Çatalkaya, ayrıca junior Akyüz'ler Deniz ve Nazlı da ekibin birer parçası. Kendileri fazlasıyla ilgilendiler benimle, samimiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Berrin Akyüz mağazasını görmek isterseniz Cihangir Akarsu caddesinde.


Taa memleketim İzmir'den gelen tasarımcı Soniz Bulut'un keçe işlemeli çantalarını çok sevdim. Bir ara aynılarından yapmayı deneyeceğim ben de.



Rüçhan Çetinkaya ve Çiğdem Kalyon'un Hare markasındaki osmanlı tarzı yüzükler çok güzeldi.





Şenliğin en keyifli tarafı bu yaşlı delikanlıların verdiği konserdi (: enerjileri harikaydı, latin, blues şarkılar söylediler sadece fazlasıyla eğlendik.

Böyle işte kötü bir organizasyon asla diyemem Bebek şenliği için ama hani gidilmesi zorunlu bir etkinlik dersem de yalan olur. Gitmemiş olan varsa seneye bir şans versin, uğrasın derim ama.



Read More
Blogger tarafından desteklenmektedir.

© Elif'in Mesajı Var, AllRightsReserved.

Designed by FashionsLetter